Karanlıkla ışığın birbirine karıştığı çağlarda, Elarion’un kaderi iki kudretli güç tarafından şekillendi. Işık umut ve yaşamı, gölge ise irade ve gücü temsil etti. Denge, insanlığın hatırasından bile eskiydi—ta ki çatlak büyüyene kadar.
Zamanın ötesinde, Yaratım Tanrıçası Etain, boşluğa ilk nefesi üfledi. Topraklar yeşerdi, gök kubbe çekildi, su damarları aktı. Etain’in izinde yükselen her şey, varlığını onun düzenine borçluydu. Fakat kusursuzluk arayışı, gücün sınırlarını zorladı.
Doğanların ilki hataya düşüp dünyayı yaraladı; Etain geri çekildi. Yine de yaşam sönmedi—küller arasında filizlenen irade, dengeyi aradı. Efsaneler, karanlık çökerken bile kıvılcımların sönmediğini anlatır.
Uzun uykuların ardından mühürler zayıfladı. Yasak bilginin fısıltısı sınırları aşınca dünya yüzünde çatlaklar belirdi. Birbirine kenetli iki kuvvet, ilk kez farklı yönlere çekildi.
Işığın yolundan gidenler, düzen ve umudu korumaya ant içti. Gölgelerin izinden yürüyenler, irade ve özgürlüğü her bedelle savundu. Aynı kökten iki yol doğdu; kader artık tek bir çizgide yürümeyecekti.
Çatlağın yankısı kıtalara yayıldı. Surlar yükseldi, sancaklar açıldı, eski antlar bozuldu. Kılıçların şarkısı ile büyünün uğultusu göğü yararken, masumlar için dua edenlerin sesi hiç kısılmadı.
Adları henüz yazılmamış kahramanlar doğdu. Kimi ışığın içinde şifa oldu; kimi gölgenin kalbinde çelikleşti. Kader, onları aynı sahnede ama farklı yanlarda buluşturdu. Her seçim, çatlağı ya onardı ya da büyüttü.
Şafak söktüğünde ne ışık ne gölge tek başına galipti. Gerçek zafer, dengeyi yeniden kurabilenlerin ellerinde yeşeriyordu. Elarion’un hikâyesi tamamlanmadı—kalemi artık siz tutuyorsunuz.
Not: Bu metin, oyunun evrenine giriş niteliğindedir. Zamanla oyun içi etkinlikler ve yama notlarıyla genişletilecektir.